İki kız çocuğu olan bir annenin sorusu ve cevap olarak paylaştıklarımı
buraya da aktarmak istedim...
Soru:
Küçük kızım merak duygusu ile dopdolu ve her yeri, her şeyi keşfetmek
istiyor. Biz de tehlikeli bir şey olmadıktan sonra hiç engellemiyoruz. Diğer
taraftan ablası herhangi bir oyun kurduğunda ya da farklı şeylerle meşgul
olurken ufaklık geliyor, anında her şeyi yıkıveriyor, çekiyor... vs. Tabii doğal
olarak kızım buna bağırarak, bazen de ağlayarak tepki veriyor.
Farklı yöntemler denedim, ufaklık oraya erişemesin diye meşgul ettim ya da
farklı bir şey verdim ama olmadı. Büyüğe izah etmeye çalışıyorum; o daha bebek, oynamasını bilmiyor, yaptığın şeyler ilgisini çekiyor... vs. diye ama pek bi faydası olmuyor. Olmamasını da anlıyorum, neticede oyun çocuğu...
Cevap:
Galiba şu anda büyük kızınız "alanına" giriliyor olmasından
dolayı tepkili. Bu çok insani bir hal. Alanına girilen herkes bu tepkiyi verir.
Belirlenmemiş alanlar, birbirimizin alanına girmemize neden oluyor ve kaygıya
neden oluyor sanırım. Siz de anne olarak birbirini rahatsız etmemeleri için bir
yandan küçük çocuğu oyalamaya çalışarak, bir yandan da büyüğü ikna etmeye
çalışarak, fazlasıyla bir enerji harcamak zorunda kalıyor olmalısınız.
İsterseniz alan belirleyerek başlayın. Mesela, bir halı ile bu alanı
belirleyebilirsiniz. Büyük kızınız bu halıda iken, siz de dahil, babası da
dahil, eve gelen misafir ya da aile büyükleri de dahil, hiç kimse o alana ve o
alandaki herhangi bir şeye müdahale etmiyor olmalı. Çünkü orası "kızınızın
alanı".
Alan konusundaki hassasiyetinizi, ilk olarak kendiniz uygulayarak
kızlarınıza tecrübe ettirebilirsiniz. Mesela evi süpüreceksiniz ve kızınız
halının üzerinde bir şey ile ilgileniyor. O sırada onun alanına hiç zarar
vermeden, itina ile onun halısının etrafından dolaşarak geçişiniz, ilk olarak
büyük kızınızın, yukarıda bahsettiğim kaygıdan kurtulmasına neden olur
sanıyorum. Bu kaygıdan kurtuldukça, o alanda iradenin sadece kendisinde
olduğunu hissettikçe, emniyet hissi ile sükunet bulur.
Küçük kızınız o alana her müdahale ettiğinde ona da kararlılıkla
"Annecim orası ablanın alanı. İstersen bir izin alalım." dediğinizde,
büyük kızınızın emniyet hissi daha da güçlenir. Bu arada küçük kızınız da bu düzeni öğrenmeye
başlar. Eğer abla, kardeşinin alanına girmesine izin vermiyorsa, hiç ikna
edilmeye çalışılmadan bu kararına saygı duyulması gerekir. Belki bu arada küçük
kıza da bir alan oluşturulabilir.
Alan, çocuktan bir beklentiye girmek için ya da çocuğu dışarıdaki dünyadan
tecrit etmek için değil, çocuk için kendi iradesi ile emniyet içinde
kalabileceği sınırları çizmek için oluşturulur.
Adem Hoca bir şeyden bahsetmişti. "Çocuklar paylaşmak ister; emniyet
duymadıkları için paylaşamazlar." demişti. Büyük kızınız, kendi alanı ile
ilgili emniyet hissini içselleştirdikçe, kardeşi ile daha paylaşabilir
olacaktır İnşallah.
Alan kavramı, benlik gelişiminde çok önemli bir yer tutuyor. Programlarda
zaman zaman bahsediyor Adem Hoca. İsterseniz arşivden konu ile ilgili bir
tarama yaparsanız, daha da ufuk açıcı olacaktır. Alanındaki güven hissi,
benliğin güven hissi ile güçlenmesine vesile oluyor sanırım.
Bununla birlikte, alanına girilmiş bir çocuğu, alanına girilmesine ikna
etmeye çalışmak da, çocuğun benliğini zayıflatmak olur herhalde. Mesela eve
gelen ve bu kuralı bilmeyen misafirin çocuğu ile ilgili "Ama o misafir,
hadi izin ver, bak bir daha gelmezler, onlara gidince o da sana izin
vermez" gibi ikna edici cümleler, zorla alanına girilmesinden dolayı
benliği zayıflatıcı ifadeler olsa gerek...
Bu arada, kızınızda alan kavramı yerleştikçe, odasını ayırmak, ona yeni bir
alan oluşturmak olacağı için, sanırım keyifli bir sürece dönüşür...