29 Temmuz 2017 Cumartesi

Çocukluğum'a...

Seni üzerimden
Eski, kirli ve yamalı bir elbiseyi
Çıkarıp da atarmış gibi attığım,
Kilitli sandıklarla gömdüğüm, 
Yetişkinliğimi gururla üzerime giydiğim,
Artık seni geride bıraktığıma sevindiğim
O güne gideceğim.

Uğursuzluk getirecek diye susturduğun,
Kızların ayıbı diye sakladığın,
Çok gülen ağlarmış diye tuttuğun
Kahkahalarını sana geri vereceğim.

Kanatlarına binip binbir aleme daldığın,
Sonra "hayat toz pembe değil" diye uyandığın,
Gerçek olmayacağına kandığın
Hayallerini sana geri vereceğim.

Kalbin her acıdığında sadık arkadaşın,
Yakışmıyor diye boğazına düğüm gibi attığın,
İçine yutkuna yutkuna kuruttuğun
Gözyaşlarını sana geri vereceğim.

Hani bisiklete binerken hızlandığın,
O hızla ellerini iki yana açtığın,
Öylece rüzgarla kucaklaştığın
Coşkunu sana geri vereceğim.

Seni "hayatın gerçekleri"nin pençesinden kurtarıp,
Umut dolu masallarını sana geri vereceğim,
Salıncakta sallanırken başını göğe kaldırıp,
Gökyüzünü sallayan heyecanını geri vereceğim.

Biri duyacak diye beklediğin,
Gürültüler ortasında kaybettiğin,
Yükselttikçe duyacaklar zannettiğin
Sesini sana geri vereceğim.

Geçen gün aynanın karşısında,
Ruhumu okuyan gözlerinle, göz göze geldiğimde,
Hiç bakmadığım kadar derinlerine baktığımda,
İçime mızrak gibi sapladığın
Bakışlarını sana geri vereceğim.

Çocukluğum!
Sensiz, çöl gibi içim... 
Duygularım boşlukta; sanki öksüz, yetim...
Bakma böyle güçlü durduğuma, 
Yok ki seni kucaklayacak cesaretim.

Ama bir gün elimi eline verip,
Sokaklarda seke seke gezeceğim,
İçime sınır tanımayan sevgini alıp,
Seninle hayata gülümseyeceğim.

Seni bağrıma basıp,
Ürkmüş kalbinin atışını, kalbimde duyacağım. 
Başını şefkatle okşayıp,
Parmaklarımın arasında, saçlarını duyacağım.

Seni küçük düşürenlerin
Küçüklüğünü göstereceğim sana.
Korkularına teselli olup,
Tebessüm edeceğim hatalarına.

Bugün bir çocukta
Tahammül edemediğimsin, ey çocukluğum!
Bir gün büyüklüğümü üzerimden
Eski, kirli, yamalı bir elbise gibi çıkarıp,
Koşarak sana geleceğim!


Ocak 2017, İstanbul