Annesiniz; her sabah eşinizi işine, çocuklarınızı okullarına gönderip, onların ardından kahvaltı sofrasını, yataklarını, masalarını, kıyafetlerini topluyorsunuz. Artık canınıza tak etmek üzere. Bir yandan işinizi yapıyor, bir yandan da “Hepsi de kocaman oldular, artık şu işlerini kendileri yapsalar olmuyor mu sanki? Beş dakikalarını alır çıkarttıklarını dolaplarına koymak, yataklarını toplamak… Nasıl öğreteceğim ben bu çocuklara bilmem…” diye kendi kendinize yakınıyorsunuz.
Kitap okumayı seviyorsunuz. Ama yeterince okuyamıyorsunuz. Hiç olmazsa çocuklarınız okumayı alışkanlık haline getirsinler diye sürekli onlara ilgilerini çekecek kitaplar alıyor, hatırlatmada bulunuyorsunuz. Fakat çocuklarınız için televizyon seyretmek ya da bilgisayarla oynamak çok daha cazip geliyor. “Evladım, biz okuyamadık, siz bari okuyun, sizin iyiliğiniz için söylüyorum…” diyorsunuz ama bir kulaktan girip diğerinden çıktığı hemen belli oluyor.
Eğer siz de bunlara benzer dertlerle dertlenmişseniz, sakın çaresi olmayan bir sorunla karşı karşıya kaldığınızı zannetmeyin. Çünkü içinize su serpecek bir önerimiz var: Aile toplantıları.
Aile toplantısı nedir?
Ailenin 7 yaş ve üzerindeki tüm bireylerinin katıldığı, düşüncelerini rahatlıkla söylediği, ailece kararların alındığı ve alınan kararların ne kadar uygulandığının birlikte konuşulduğu bir toplantı şeklidir. Hayatınızda katıldığınız en önemli toplantı hangisi ise, en az onun kadar önemlidir, en az onun kadar aksatılmaması, en az onun kadar ciddiye alınması gerekir.
Aile toplantılarına nasıl başlanır?
Aile toplantılarına başlamak için gerekli tek şey aile fertlerinin bir arada olmasıdır. Bu şart sağlandıktan sonra, ne çocukları artık çok büyümüş bir ailenin geç kaldığından bahsedilebilir, ne de yeni evli bir çift için çok erken olduğundan.
Toplantılara başlangıç olarak, toplantının gününü ve saatini herkesin rahatça katılımını sağlayacak şekilde ayarlamak üzere bir araya gelinebilir. Sonraki hafta, tüm bireyler kendini belirlenen gün ve saate uydurma çabası gösterir. Baba işlerini ve diğer toplantılarını ona göre ayarlar, anne evin günlük düzenini toplantıya göre şekillendirir, çocuklar ödevlerini, sosyal aktivitelerini toplantıya göre planlar. Herkes birbirinden emindir; o gün, o saatte, herkes o masanın başında olacaktır.
Aile toplantısının ilkeleri nelerdir?
Toplantı sırasında dışarı ile bütün irtibat kesilmelidir. Cep telefonları, ev telefonu kapatılmalı ya da bir kenara bırakılıp sessize alınmalıdır. Kapı zilinin bile çalmaması için gerekirse kapıya bir not bırakılmalıdır. Televizyon veya bilgisayar açık olmamalıdır. Bir süre sonra sosyal çevremiz bile bu saatte aradıklarında cevap verilmeyeceğini, kapımızı çaldıklarında açılmayacağını öğrenmiş olması gerekir.
Toplantının otoritesi babadır. Toplantı baba tarafından başlatılır ve şekillendirilir. Alınan kararlar ise aile fertlerinden biri tarafından açık ve net bir şekilde not alınır.
Toplantıda herkes olduğu gibi kabullenilir. Kimse söylediklerinden dolayı yargılanmaz, küçümsenmez, her düşünce önemsenir. Böylece aradaki yaş farkından dolayı konuşulamayan ya da geleneksel saygı perdesi ardında dile getirilemeyen düşünceler, artık yeni bir saygı anlayışı çerçevesinde paylaşılmaya başlanır.
Toplantıda kararların alınması
Aile, kararlarını alırken oylama yöntemini benimsememelidir. Çoğunluğun kabulü ile karar alındığında, azınlıkta olan grubun düşünceleri hiçe sayılmış olur. Bu yüzden her bir aile ferdinin kabul etmiş olduğu bir düşünce “karar” olarak alınabilir. Bir kişi bile katılmıyorsa, onun da katılabileceği bir çözüm üretilmeden karar alınamaz. Bu konuda aile reisi kararları, herkesin tereddütsüz olarak kabullenebileceği bir kıvama getirmekle yükümlüdür. Böylelikle çocuk aynı zamanda, aile içinde karşılaşılan sorunların çözümünde anne babanın nasıl davrandığını görerek kendi problem çözme yeteneğini geliştirir.
Kararlar alınırken adaletli davranılmalıdır. Örneğin toplantıda, çocukların ders çalışma saatleri konu edilirken, lise öğrencisi bir talebe ile ilkokul öğrencisi ve hatta hâlâ bir oyun çocuğu olan bir talebenin ders çalışma saatleri eşit tutulmamalı, herkesin ihtiyacına göre, olması gerektiği kadarı karara bağlanmalıdır. Adaletli olacağım derken eşit davranmak, adil kararlar almaktan alıkoyabilir.
Toplantı sırasında ne anne ve baba, ne de ailenin başka bir ferdi baskın çıkmamalıdır. Birisi baskın olursa, diğeri ezilecek demektir. “Ben böyle dediğim için böyle olacak!” düşüncesi ile diğer bireylerin sorgulamalarının önüne bir set çekmiş olmak, aile toplantısının güvenilirliğini yıpratır. Herkes bir diğerinin soru ve sorgulamalarına açık olduğu gibi, kendisi de kafasına takılan her soru işaretini dile getirebilecek rahatlıkta olmalıdır.
Toplantıda hiç kimseye itirazlarından dolayı hesap sorulmamalıdır. Toplantı masası, sadece fikir alışverişinde bulunulan ve bu sayede ortak karara ulaşılmaya çalışılan bir yer olmalıdır.
Kararların uygulanması
Aile toplantılarının en önemli özelliği, tüm bireylerce kabullenilmiş, içselleştirilmiş kararların alınmış olmasıdır. Bu yüzden bu toplantıda alınan kararlar büyük ölçüde hayata geçirilir. Toplantı sırasında tüm fertler her bir karar için ayrı ayrı düşüncelerini ortaya koyduklarından, kabul ettikleri bir karara sonradan uymamak gibi bir durum ortaya çıkmaz.
Bununla birlikte birçok aile toplantısının ardından alınan kimi kararlara uyulmadığı görülür. Bu durumda müdahalenin yapılacağı yer yine aile toplantısıdır. Sonraki toplantıya kadar anne ve baba “Acaba tam olarak oturmayan nedir ki kararımıza uyulmuyor?” sorusunu kendine sormalı, ona göre yeni bir bakış açısı ile aynı konuyu tekrar gündeme getirmelidir.
Toplantı masası, zorla uygulanacak kuralların dayatıldığı yer değil, herkesçe kabullenilip uygulanabilecek kararların alındığı bir yerdir.
Toplantı sonrası aile
Toplantıları olan bir ailede artık isteklerini, şikâyetlerini dile getirme yeri, toplantı masasıdır. Kardeşinin kendisini rahatsız etmesinden şikâyetçi olan abla, artık arkadaşları ile birlikte sinemaya gitmek isteyen abi, her kişinin damak zevkine göre yemek yapmaktan yorulmuş olan anne, herkesin yemek saatinde masanın başında olmasını isteyen baba, düşüncelerini tüm açıklığı ile dile getirmek için aile toplantısının gününü bekler. Çünkü toplantı sırasında alınan bir karar, herhangi bir zamanda ailenin herhangi bir bireyi ile konuşmak gibi olmaz. Herkes oradadır, herkesin aklına yatan bir yol bulunur, herkesçe kabul görür. Bu yüzden toplantıda alınan kararlar ailenin en güçlü, en sarsılmaz kararlarıdır. Böyle sarsılmaz bir karar mekanizması fark edildikçe, her sorun çözülmek üzere dört gözle toplantı saatini bekler.
Ailenin aldığı kararların sonraki günlerde uygulanmasında anne baş aktördür. Anne, alınan kararların hayata dökülmesinde “sadece” hatırlatmalarda bulunabilir ve fakat kararların uygulanmamasında zorlayıcı bir müdahalede bulunmaması gerekir. Aile toplantılarında alınan kararların uygulanmaması halinde bir sonraki toplantıda görüşme konuları arasında bu konu da anne tarafından not düşürülmelidir.
Anne izlenimlerini aile reisi ile paylaşır. Aile reisi ise sonraki toplantıda bir haftayı tüm aile ile değerlendirir. Uyulmayan kararlar kimseyi kırmadan, suçlamadan tekrar gündeme getirilir; herkesin içine sindirebileceği, kabulleneceği bir kıvama getirilmeye çalışılır.
Yukarıda bahsettiklerimizden de yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki, aile toplantısının ruhu, ceza ile birilerini yola getirmeye asla uygun değildir. Ceza ile eğitmek zaten insanî bir eğitim yöntemi olmadığı gibi, toplantılarda da yanına yaklaşılmaması gereken bir yöntemdir.
Aile toplantısı neleri çözer?
Konunun başından beri anne babaların kafasını kurcalayan ufak tefek sorunlardan bahsetmiş olsak da, aslında bu ufak tefek sorunların peşinden sürüklediği büyük problemler toplantı ile başından çözülmüş olur.
Örneğin dünyaya gelen her çocuğun büyüyüp de bir yetişkin olmaya doğru yol aldığı ergenlik çağı problemleri, aile toplantıları ile problem olmaktan çıkıp, çocuğunuzun kişiliğinin gelişimini seyretme keyfine dönüşür.
Aile toplantıları, tüm fertlerin kendilerini endişelerinden sıyrılmış olarak ifade ettikleri yer olduğu için, aile içi iletişimi güçlendirir ve sağlam bir zemine oturtur. Gerek eşler arası, gerek çocuklar arası, gerekse de ebeveynler ile evlatlar arası problemlerin kökeninde yatan asıl nedenin iletişim eksikliği olduğu hatırlanırsa, bu toplantıların nelere deva olduğu çok genişçe bir yelpazede görülebilir.
Hayatın hiçbir dönemi sorunsuz, yani imtihansız geçmez. Ancak sağlıklı bir iletişime zemin hazırlayan toplantılarda sorunlar gündeme getirilip ortak çözüm önerileri konuşuldukça karşımıza bambaşka bir manzara çıkar: Bir bakarsınız ki, ”Nereden geldi şimdi bu başımıza!“ dediğiniz bir problem, aileniz ile muhabbet bağlarınızı güçlendiren bir vesileye dönüşüverir. Böylece toplantılar, aileyi hayatın tüm imtihanları karşısında dimdik bir arada tutan ve hayatın her haline tebessüm ettiren bir sonuç vermiş olur.
Böylece aile, aile olduğunu hissetmeye başlar. Anne anneliğini, baba babalığını, evlatlar ise şefkatli bir anne ile her şartta arkalarında duracak merhametli bir babanın kanatları altında, onlara evlat oluşlarını keyifle yaşamaya başlar.
Bu arada toplantı sırasında anne ve babasının problemlerini nasıl çözdüğünü izleyerek büyüyen bir çocuk, farkında olmaksızın bir yetenek geliştirmiş olur: Problem çözme yeteneği. Küçük yaşlarından itibaren bunu kullanmaya başlayan çocuk, ileriki yaşlarında da bu özelliği sayesinde problem çıkmasından korkmayan, hayata cesurca atılan bir yetişkin olmaya adaydır.
Çoğunlukla ebeveynlerin en büyük gayelerinden biri olan manevî ve kültürel değerlerin sonraki kuşağa aktarma düşüncesi de bu toplantılar ile gerçekleşir. Çocuklar anne ve babasını benimsedikçe, onlara ait olan değerleri de benimser. Bu sayede ”Çocuklarıma dinî vecibeleri nasıl yerine getirteceğim” diye kara kara düşünen ebeveynler için aile toplantıları güzel bir zemin oluşturur.
“Çağımız insanının en yapamadığı şey nedir?” diye bir sorsak, alacağımız cevap muhtemelen “Özür dilemek” olacaktır. Belki işyerindeki patronundan, okuldaki müdüründen, öğretmeninden özür dileyebilirken, en yakınındaki anne babasından, ya da ciğerparesi evladından özür dileyemeyen birçok insan vardır. Hâlbuki hatasız olamayacağımıza göre, o halde özür dilemeksizin devam edemeyiz hayatımıza. İşte her bireyin tüm hatasıyla, geçmişte yaptığı tüm yanlışlarıyla olduğu gibi kabullenildiği aile toplantıları, birbirimize borçlu olduğumuz özrü dilemek için uygun ortamı sağlar.
Aile toplantısı ne değildir?
- Çocukların yargılandığı bir mahkeme değildir. Çocuklar, yanında büyüdükleri yetişkinlerin aynası olduklarından, belki onlardaki hatalara bakıp kendimizi yargılayacağımız bir yerdir.
- Babanın otoritesinin sarsıldığı yer değildir. Baba otoritesinin sevgi ve muhabbete dayanan çok daha sağlam bir zemine oturduğu yerdir.
- Ailede güçlü olan bireyin güç gösterisinde bulunduğu, istediği kararları zorla uygulattıracağı bir yer değildir.
- Aile içi saygının kaybedildiği bir yer değildir. Belki o zamana kadar asla dile getirilememiş konuları saygı çerçevesinde anlatabilmenin ve dinleyebilmenin öğrenildiği yerdir.
- İsteklerini kabul ettirme ve dayatma makamı değildir. Aile toplantısı, ailenin bir ferdinin, diğer fertleri de düşünerek, onları rahatsız etmeyecek, ürkütmeyecek taleplerde bulunmasını sağlar.
- Aile içinde aile sisteminin nasıl işlediği, problemlerin nasıl çözüldüğünün bizzat yaşanarak çocukların gelişim dönemine katkı sağlayan en önemli mekanizmadır.
Aile toplantısını sarsmak mı istiyorsunuz?
- Bu hafta toplantınızı yapın ve bir dahaki hafta “Aman bu hafta da yapmayıverelim” deyin.
- Aldığınız kararlara aykırı davranan ilk kişi siz olun.
- Toplantı sırasında çocuğunuz konuşurken sizin bir kulağınız telefonda, bir gözünüz televizyonda olsun.
- Sizin bir teklifinizi ailenizin diğer fertleri kabul etmediğinde “Ben böyle istiyorum ve olacak!” diye sertçe bir çıkış yapın.
- Size toplantıdan sonra hatırlatılan bir kararı önemsemeyip dinlemeyin ve geçin.
(Bu yazı, Moral Dünyası Dergisi Temmuz/2010 sayısında yayımlanmıştır.)